Zaman ve Sağlık: Farkındalıkla Kıymet Kazanan Değerler

İnsanoğluna bahşedilen en kıymetli iki nimet olan zaman ve sağlık, çoğu zaman sıradanmış gibi algılanır. Bu iki değer, yaşamın devamlılığı ve anlam kazanması açısından hayati öneme sahip olmakla birlikte, kişiye “karşılıksız” sunulmuş olmaları nedeniyle çoğu zaman yeterince takdir edilmez. Oysa ne zaman ne de sağlık, herhangi bir maddi karşılıkla yeniden elde edilebilecek türdendir.

Zaman, geri getirilemeyen yegâne sermayedir. Her insan, sabah uyandığında sınırlı miktarda bir zaman sermayesiyle yeni bir güne başlar. Aynı şekilde sağlık da, yaşamın tüm diğer alanlarında verimlilik sağlayan, ancak eksikliği hissedildiğinde değeri daha iyi anlaşılan bir varlıktır. Ne var ki, bu iki değerin farkına varmak için çoğu zaman ciddi bir kayıp yaşanması gerekir. İnsanlık, sıklıkla sahip olduğu şeyin kıymetini, onu yitirdikten sonra anlamaktadır.

Bazı görüşler, zamanın ve sağlığın para ile elde edilmesi halinde insanların bunlara daha bilinçli yaklaşacağını savunur. Zira ekonomik karşılığı olan değerlerin, insanların zihninde daha fazla önem kazandığı gözlemlenmektedir. Ancak bu yaklaşım, hayatın anlamını yalnızca maddi ölçütlerle değerlendirme tehlikesini de içinde barındırır. Zira insanın kıymet bilmesi, yalnızca ödediği bedelle değil, geliştirdiği bilinç ve sorumluluk duygusuyla mümkündür.

Bu bağlamda, zamanın ve sağlığın gerçek değerini anlamak için bunları maddi birer meta haline getirmek değil; bireylere değer farkındalığı kazandırmak gereklidir. Eğitim yoluyla, kültürel bir bilinçle ve manevi gelişimle desteklenen birey, sahip olduğu imkanların değerini daha iyi takdir edecek ve onları daha anlamlı kullanacaktır. Çünkü insana verilmiş olanın kıymetini bilmek, ona bir bedel biçmekten değil, onu sorumlulukla taşımaktan geçer.