"Beyaz Keşif Yanılsaması"

Bir insanın kendi zihninde bir düşünceyle ilk kez karşılaşması kadar heyecan verici bir şey var mıdır? O fikir, sanki zihnin loş bir köşesinde kendi kendine filizlenmiş gibidir. Ne bir kitapta okumuşsundur ne de bir konuşmada duymuşsundur. Sana aittir. Senin düşüncendir. Hatta, belki kimsenin henüz aklına gelmemiştir. İşte o anda, akademide sık rastlanan o tatlı ama yanıltıcı illüzyon baş gösterir: “Beyaz keşif yanılsaması.”

Bu yanılsama, aslında oldukça insani bir durumdur. Kendi içsel keşfimizi, dünyanın kolektif bilgi birikimiyle karıştırmak… Bilmediğimizin bilinmediğini varsaymak… Zihin kendini geniş bir boşluğun önünde sanır, oysa o boşluk yalnızca kendi bilgi haritasındaki eksik alanlardır. Bir başkası için çoktan doldurulmuş bir parça, bizim için hâlâ bakirdir. Harita beyaz görünür çünkü biz henüz oraya gitmemişizdir.

Bizim gibi genç araştırmacıların ya da bir alana yeni adım atanların bu tuzağa düşmesi neredeyse kaçınılmazdır. Zira özgünlük arzusu, merakla birleştiğinde güçlü bir motivasyon üretir. Fakat bu motivasyon, yerini zamanla farkındalığa bırakmazsa, akademik cehaletle örtük bir kibire dönüşebilir. “Ben kimseyi okumadım ama düşündüm,” diyen cümleler; aslında bir araştırmanın değil, bir yanılgının başlangıcı olabilir.

Kendi zihinsel sınırlarımızla evrensel bilgi sınırlarını karıştırmak, yalnızca bireysel bir problem değil; aynı zamanda yapısal bir mesele. Akademik sistem, özgünlüğü ödüllendirirken, onun ne olduğunu yeterince tartışmaz. Bir fikri “ilk kez söylemek” ile “söylenmiş olanı anlayarak dönüştürmek” arasında ince ama belirleyici bir fark vardır. Ne yazık ki bu fark, çoğu zaman, ancak reddedilen bir makaleyle, yüzü düşen bir sunumla ya da bir danışmanın uyarısıyla fark edilir.

Oysa mesele, bu yanılsamadan utanmak değil; onu tanımak ve aşabilmektir. Beyaz keşif yanılsaması, herkesin yolculuğunda bir uğrak yeridir. Ama orada kamp kurmakla, oradan geçip gitmek arasında fark vardır.

Denemenin sonunda şu soru kalır geriye:
Bir fikri gerçekten “ben mi keşfettim”, yoksa sadece henüz okumadım mı?